12. Tekvin: Bir başyapıt

Kitabı konusu

Gizemli bir tablo… Yeryüzünün efendilerine rağmen kurulmuş bir ülke… Ve bu ülkenin kaderi üzerinde oynanan büyük oyun…  İşadamı Hakan Turan’ın hayatı, manevi kız kardeşi Melek’in kaçırılması ile bir gecede altüst olur. Kız kardeşinin izini süren Hakan, kendini paranın kadim efendileri arasındaki bir savaşın ve yıllar önce gerçekleşmiş cinayetlerle kurgulanmış bir bilmecenin tam ortasında bulur. Tüm ülkeyi kaosa sürükleyen bu sırrın anahtarı Osman Hamdi Bey’in gizemli bir tablosundadır. Mihrap ismiyle de bilinen Tekvin’de… (tanıtım bülteninden) 

 

Okuma alışkanlığınızı mı kaybettiniz? O zaman bu kitap tam size göre

Fotoğraf sahibi: pasja1000 (@pasja1000 on Pixabay)

Tekvin, akıcı kurgusuyla kalınlığına bakmadan okunacak altı yüz sayfalık bir roman. Kitabı özellikle yeni okuma alışkanlığı edineceklere ve son zamanda okumaktan uzaklaşmış olanlara öneririm. O kadar güzel akıp gidiyor ki kitap okumayı sevdiriyor. Hatta şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki ; bu kitabı bitirdikten sonra o hızla birkaç kitabı daha hızla bitireceksiniz.

 

Yazarı tanıyalım

Arif Ergin

Kurgu, gizem, polisiye türündeki roman yazar Arif Ergin’in ilk kitabı. Arif Ergin aslında bir mühendis, endüstri mühendisi. Kitapta da mühendis ve tasarımcı bir beynin izlerini görmek mümkün. Kitabın kurgusu matematik hesabı yapar gibi hesaplanmış. Ölçe biçe oluşturulmuş sanki bütün kitap. 

Arif Ergin, Gazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunudur. Mezuniyet sonrası atıldığı profesyonel iş yaşamının yanı sıra Ekonomi, İşletme ve Finans alanlarında yüksek lisans yapmıştır. İş hayatında; İklim Değişikliği, Sürdürülebilir Enerji, Döngüsel Ekonomi ve Çevreci Ekonomi alanlarında çok sayıda özel ve kamu kurumuna, belediyelere ve uluslararası projelere danışmanlık yapmaktadır. Türkiye’nin en önemli çevre ve sürdürülebilirlik projelerine imza atmış ve İklim Değişikliği ana ekseninde olmak üzere çok sayıda uluslararası ve ulusal çevre projesine danışmanlık vermiştir. Uluslararası finans kurumlarının Türkiye’de finanse ettiği çok sayıda KOBI ve Çevre projesinde kilit uzman olarak görev almış ve bu projeleri hayata geçirmiştir. 

Danışmanlık faaliyetlerinin yanı sıra, STK’ lara, üniversitelere ve lise-ilk öğretim kurumlarına yönelik olarak “İklim Değişikliği” ana başlığı altında sürdürülebilir bir ekonomi ve ekoloji ile ilgili farklı seviyelerde seminer, eğitim ve konuşmalar düzenleyen İklim Baba Platformu’ nun kurucusudur. 

Özel hayatında da bir çevre ve dünya gönüllüsü olan Ergin, bilime ve bilinmeyene olan bitmek bilmeyen merakı ile tarih, felsefe, din, bilim ve mimari ile ilgili araştırmalar yapmakta ve romanlar yazmaktadır. Doğan Kitap etiketiyle yayınlanan ilk romanı Tekvin, 2018 yılının son aylarında piyasaya çıkmış omasına rağmen yılın en iyi ve en çok satan romanları arasına girmiş ve eleştirmenlerden tam not almıştır. 2018 yılının en iyi 50 Kitabı listesine girebilen tek gizem-gerilim-polisiye romanı olmuştur. 2019 yılında da aynı okunma grafiğini sürdüren Tekvin, okurlardan ve edebiyat kulüplerinden yoğun ilgi görmeye ve ödüller almaya devam ediyor. 

2020 yılında İklim Değişikliği ile ilgili çalışmalarını gençlere yönelik bir kitaba dönüştürmeyi planlayan Ergin, iş hayatının yanında bir hobi olarak yazarlık hayatına devam ederken, çevre ve iklim değişikliği ile ilgili yaptığı çalışmalarla dünyanın daha iyi bir yer olması için mücadeleye devam etmektedir.

 

Kitabın yapısı

Yüz on dört bölümden oluşan kitabın bölüm adları 102.S, 6.Ü, 78.V şeklinde harflerden oluşuyor. Okuyucunun acaba burada da bir şifre mi var diye düşündürecek şekilde rastgele sıralanmış harfler. Bölüm adlarının yanı sıra bu kitap içinde  bir çok gizem bulunduruyor. Ana karakter Hakan Turan öyle  bir karmaşanın içine düşüyor ki bir an önce çözmezse ne kardeşini kurtarabilir ne de hapisten kurtulabilir. 

 Tüm kitap aslında iki günlük bir süreyi anlatıyor. Beni okurken en çok şaşırtan nokta bu olmuştu. Bir insanın hayatı temelinden nasıl değişebilir 2 günde? Bu kadar çok olay 2 güne nasıl sığar?

Ekim 2018’de çıkan kitabın yazarın söylediğine göre son halini alması beş yıl sürmüş. Çok ciddi bir kurgusu olan hikaye İstanbul’da geçiyor. İstanbul’u iyi bilenlerin ayrıca keyif alacağı, bilmeyenlerin ise geri kalmayacağı kadar başarılı betimlemelere sahip olan kitabı okuyan herkes çok seviyor. Barış Özcan’ın bile özel bir öneri videosu çektiği kitap yılın en iyi elli romanından biri seçilmiş ve bu elli roman arasındaki tek polisiye olma özelliğini koruyor. 

Biz, Yeni Dünya Düzeni’ni yeraltının derinliklerinde karanlık bir mağara gibi tasarladık. Bu mağaranın bir ucunda, içeri ışık süzülen bir boşluk var. İnsanların sırtlarını ışığa çevirdik. Onları kollarından, boyunları ve bacaklarından zincirlerle bağladık. Öyle ki sadece karşılarındaki karanlık mağara duvarını görüyorlar. Işıkla aralarından bir sürü nesne geçiyor ve ışık bu nesneleri mağaranın duvarına gölge olarak yansıtıyor. İnsanlar, nesneleri değil, sadece onların duvara yansıyan gölgelerini görebiliyorlar. (tanıtım bülteninden)

kalpteki benek
İçime birikenleri yazılarıma döküyorum, belki bir anlayan çıkar diye
Önceki
Geleceğin Güç Savaşları: Su ve Tarım
Sonraki
ANKA GİBİ

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.